Reklam

31 Temmuz 2015 Cuma

Sosyal bir gerçeklik olan; SOSYOLOJİ




Nedir Sosyoloji? Diğer bilimlerden farkı ne? Niye son yıllarda bu kadar anar olduk bu bilim dalını? Sosyoloji sosyal gerçekliğe eğilen sosyal bir bilim dalıdır.
Ülkemize de sosyal gerçekliklerimizi incelemek için mi girdi? Sosyolojinin tarihsel gelişimini ve tam olarak neyi ifade ettiğine bakacak olursak;
Sosyoloji yani toplum bilimi esasen Avrupa’nın toplumsal sorunlarına çözüm bulmak için ortaya çıkmış bir bilimdir. 18. yy Avrupa’sı tarihsel anlamda büyük sıçramalar yaparak birbiri ardına hem Avrupa’nın hem de Dünya’nın tarihini değiştirecek aşamalardan geçmiştir. Önce Coğrafi keşifler ardından Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi Avrupa da köklü değişimlere yol açarak Avrupa’nın toplumsal yaşantısında bir takım yıkımlar meydana getirdi. Bilime, felsefeye ve sorgulamaya duyulan istek skolastik düşüncede kırılmalar meydana getirmiş ve kiliseye duyulan inanç sarsılmıştır. Meydana gelen değişimler sadece bununla sınırlı kalmamış Avrupa’nın toplumsal yapı parçalanmış ve toplumsal istikrar ortadan kalmıştır. Avrupa da maddi kültür özellikleri bu denli süratle giderken toplumun buna uyum sağlaması ve manevi unsurlarında gelişmesine olanak tanıması için Avrupa için Sosyoloji zorunlu bir bilim görülmüştür.

      Sosyolojinin Türkiye’ye nasıl ve neden geldiğine bakacak olursak; Osmanlı gerileme dönemine girdiğinde Osmanlı imparatorluğu içerisindeki düşünürler Osmanlıyı eski gücüne kavuşturmak için bir takım yollar arıyorlardı. Ortaya çıkan Türkçülük, Osmanlıcılık, Turancılık gibi fikir akımları bu düşüncenin sonuçlarıdır. Zafer ibresini Batıya çevirmiş ve aralıksız Batı’nın lehine dönerken Osmanlı bir umut Batıda meydana gelen gelişimleri ülkesine uygulayarak eski gücüne kavuşmak için çözüm yolları arıyordu, ve sosyolojide bunlardan bir tanesiydi. Sosyoloji ülkemizde 2 fikir dalında vücut buldu. Bunlardan bir tanesi Ziya GÖKALP tarafından temsil edilen DURKHEİM- COMTE okulu diğeri ise Prens SABAHATTİN tarafından temsil edilen LEPLAY okulu. Sosyoloji Avrupa da bu kadar rahat kabul görmezken ülkemiz bir ilke imza atmış ve ilk defa Türkiye de lise müfredatına eklenmiştir. 

      Peki hatayı nerde yaptık? Toplumsal sorunlara çözüm arayan SOSYOLOJİ’yi bu kadar erken kabullenmişken ve lise müfredatına dahi eklemişken niye hala her gün yeni bir soruna uyanıyoruz ve sorunlarımız bitmek bilmiyor. Bana kalırsa en büyük hatayı sosyolojiyi olduğu gibi kabul ederek yaptık. Sosyoloji Avrupa’nın ortasında Avrupa’nın sorunlarına çözüm bulmak için doğmuş bir bilim dalı. Biz Avrupa ile aynı sorunları mı yaşadık; bizde de Coğrafi Keşiflerin getirmiş olduğu yeni ticaret yolları ile ekonomik refah artmış ve kapitalizmin ayak sesleri mi duyulmuştu, Fransız ihtilali ile yeni düşünce akımları doğmuş ve toplum buna adaptasyon sorunu mu yaşamıştı, Sanayi Devrimi ile insan gücüne duyulan ihtiyaç azalmış makineleşmeye mi  gitmiştik? Evet Osmanlıda sorun hatta sorunlar vardı ama biz o sorunların temeline inmeden hazır olan çözümleri ülkemize giydirmeye çalıştık ama ne yazık ki üzerimize oturmadı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder